Dünyanın üç yüzü vardır.
Birinci yüzü Cenâb-ı Hakkın isimlerine bakar. O isimlerin nakışlarını gösterir. Her bir mahluk, kendisi üzerindeki sanatlarıyla kendisini Allah'ın yarattığını ilan eder. Dünyanın şu yüzünde bütün mahlukat, bir mektubdur. Her bir mahluk bir manayı tazammun eder. O manayı okutturur. Tabi okumak için ilim sahibi olmak gerekir. Gafil insanlar okuyamaz. Bu yüzü gayet güzeldir; nefrete değil, aşka lâyıktır.
İkinci yüzü âhirete bakar. Âhiretin tarlasıdır, Cennetin mezraasıdır. Şu yüzü dahi, evvelki yüzü gibi güzeldir. Tahkire değil, muhabbete lâyıktır. Dünyada ekeriz, ahirette biçeriz. Nitekim Peygamber Efendimiz (asm) söyle buyurmuştur:
"Dünya ahiretin tarlasıdır." (Aclûnî, Keşfu’l-Hafa, I/412)
Üçüncü yüzü insanın heveslerine bakan ve gaflet perdesi olan ve ehl-i dünyanın oyun yeri olan yüzdür. Şu yüz çirkindir. Çünkü fânidir, zâildir, elemlidir, aldatır. Bazı hadis-i şerifler dünyayı tahkir etmiştir. O hadislerin tahkir ettiği ve küçülttüğü dünya, işte bu bahsettiğimiz dünya yüzlerinin üçüncüsü olması lazım gelir. Bazı ehl-i hakikatin dünyadan ettiği nefret, bu yüzdedir.
Dünyanın, Cenab-ı Hakk'ın yanında bir sinek kanadı kadar kıymeti olsaydı, kâfirler bir yudum su ondan içemeyeceklerdi (İbni Mace, Zühd 3; Tirmizl Zühd: 13)
İşte bunun gibi hadis-i şerifler dünyanın insan hevesine ve ehl-i dünyaya bakan üçüncü yüzü içindir.
Malesef özellikle Osmanlı'nın son dönemlerinde bazı saf-dil ehl-i iman dünyayı kötüleyen hadisleri yanlış anlayıp bütün bütün dünyadan elini eteğini çekmişlerdir. Kendileri dünyaya çalışmadıkları gibi başkalarını da kendileri gibi yapmak için telkinde bulunmuşlardır. Osmanlıda çalışma hayatının çökmesindeki sebeplerden biri de bu olmuştur. Ama tabiki bu hata o kişilere aittir. Yoksa -haşa- hadis-i şeriflerin hatası değildir.
Biz müslümanlar olarak hem dünyaya, hem de ahirete çalışmamız gerekmektedir. Nitekim Kur'an-ı Kerim diyor ki:
“Allah'ın sana verdiğinden (O'nun yolunda harcayarak) ahiret yurdunu iste; ama dünyadan da nasibini unutma. Allah sana ihsan ettiği gibi, sen de (insanlara) iyilik et. Yeryüzünde fesat çıkarmağa çalışma. Allah fesat çıkaranları sevmez.” (Kasas, 28/77)
Peygamberimiz(asm) buyurmuşlar ki:
"Sizin en hayırlınız, ahireti için dünyasını, dünyası için ahiretini terk etmeyip, her ikisini birlikte yürüteninizdir. Zira dünya ahirete ulaştırıcı bir vasıtadır."
"İki günü birbirine eşit olan ziyandadır."
"Sakın insanlara yük olmayınız."