Konstantin kralı müslümanlarla Dostluk kurmak istiyordu. (şimdiki deyimle) Kızılhaç teşkilatını Medine'ye gönderdi:
- Gidin onların hastalarını tedavi edin. Bunlar Medine'de ne kadar kaldılarsa yanlarına hasta gelmedi. En son bunların doktoru Hazreti Ömer (Radiyallahu anhu)'in yanına gelip:
- Sizden hasta olan mı yok, doktoru mu bilmiyorsunuz? Hiç hasta gelmiyor. Biz boşuna bekliyoruz dedi. Hazreti Ömer (Radiyallahu anhu):
- Biz Resûlullah (Sallallahu aleyhi vesellem)'ın sünneti ile amel ederiz. Resûlullah (Sallallahu aleyhi vesellem)'ın sünneti tam yapıldığı bir memlekette ölüm hastalığından başka hastalık olmaz. Biri hasta olsa diğeri okur, onu iyi eder. Çünkü Kur'ân-ı Kerim'de ki şifa sizin ilaçlarınızdaki şifadan fazladır, deyince doktor:
- Öyleyse biz Konstantin'e dönelim. İlaçları size teslim edelim, der. Hazreti Ömer (Radiyallahu anhu) her ilacın ismini ve ne hastalığa kullanıldığını şişenin üzerine Arapça yazılı olduğu halde teslim almaya başlıyor. Doktorun elinde bir şişe vardı. Çok itinalı şekilde bezlere sarılmış. Hazreti Ömer (Radiyallahu anhu):
- Bu nedir? doktor:
- Zehirdir. Hazreti Ömer (Radiyallahu anhu):
- Neye yarar? Doktor:
- Çok ızdırap çeken ve iyi olmayacak hastalara kuduranlara (kuduz olanlara) bir damla içirirsen anında ölür, bir de düşmanın olursa ona içirirsin. der. Hazreti Ömer (Radiyallahu anhu):
- Benim bir düşmanım var, baş edemiyorum. Ona hiç bir şey tesir etmiyor. Bu ona tesir eder mi? Doktor:
- Bir damlasını içirebilirsen kâfi gelir. Hazreti Ömer (Radiyallahu anhu):
- Zehir şişesinin kapağını aç der. Doktor telaşlı bir şekilde zehirin kapağını açar. Hazreti Ömer (Radiyallahu anhu):
- Benim nefsimden daha büyük düşmanım yok, deyip hepsini birden içer. Doktor şimdi ölür, kusar belki bana da zehir bulaşır (gelir) diye telaşla dışarı kaçar. Hazreti Ömer (Radiyallahu anhu)'e hiç bir şey olmadığını gören doktor, tekrar yanına gelir:
- Bu zehir neden sana tesir etmedi? der. Hazreti Ömer (Radiyallahu anhu):
- Sizin ilaçlarınız böyle ise hiç bir tesiri yoktur, der. Doktor ve bütün zevatın hepsi de şehadet getirip müslüman olurlar. Hazreti Ömer (Radiyallahu anhu)'e o an Allah'u Teâlâ'nın tecelli etmesidir. O kâfirlerin müslüman olabilmesi için Hazreti Ömer (Radiyallahu anhu)'in büyük kerâmetidir.
Ölümünde zehirli hançerle vurulup öldürülmesine gelince: O da; Allah'u Teâlâ kendisine şehitlik nasip edecekti. O hançerle vurmada sebep oldu. Onun için Allah'u Teâlâ kendisine tesir ettirdi. Allah'u Teâlâ'nın tecelli ettiği zaman kulda harikulâde hal'lar olur. İmkânsız olan şeyleri yapar. O tecelli olmazsa o da bizim gibi bir adamdır, harikulâde hal'lar görülmez.